GENÇ ŞİRKETLERİN YÜKSELİŞİ

Çevremde çok genç ve yetenekli insanlar görüyorum. Hepsine de aşağıdaki grafiği gösteriyorum. (Bu grafik tamamen kişisel gözlemlerimle oluşturulmuştur.)

Günümüzde şirket sahiplerinin birçoğu (özellikle tarım, sanayi ve inşaat gibi geçmişten bu yana devam eden ana iş kollarında) 45-60 yaş aralığında yer almaktadır. Aynı sektörlerde 30-35 yaşlarında genç şirket sahiplerinin oranı ise çok düşük. 30 yaş altında ise neredeyse kimse bulunmuyor… Şirket yönetiminde olabilecek gençlere baktığımızda ise mevcut sistemlerin yetenekli kişilerin önünü kapattığını gözlemliyorum. Bu konuyu biraz açmak isterim:

Türkiye’de iş yapış biçimi diğer ülkelere göre farklılık gösteriyor. Birlikte çalışma kültürü eski kuşaklarda yok denecek kadar az. ORTAKLIK kavramını kulaklarımız çokça duymuş olsa da dikkatli bir bakışla bu ortaklıkların BİRLİKTE İŞ YAPMAK üzerine olmadığı açıkça görülebilir.

Türkiye’de ortaklık birinin çevresinden yada parasından yararlanabilmek için sitemin içine çekmeye çalışılan kişilere verilmiş hisseyi temsil eder. Tersten bir bakış açısıyla kendi işini yapmak isteyen kişilerin potansiyellerini para ile satın almayı ve buradaki payınızı ifade eder… Her iki durumda da ortada bir işbirliği yoktur. Zaten tartışma kültürünün çok düşük olduğu, her bireyin özellikle Erkeklerin kendi KRALLIKLARINI oluşturması beklenen bir ortamda İŞBİRLİĞİ ve YÖNETİM KURULU anlayışı ne yazık ki sadece KELİME olarak kalıyor. Öyle ki şirket sahipleri aynı zamanda YÖNETİM KURULU BAŞKANI oluyor fakat yönetim kurulunun, başkanın fikirlerine aykırı bir karar vermesi imkânsız… Şirket sahibi ise karar verir, o iş yapılır, yönetim kurullarının haberi bile olmaz… Olması da gerekmez zaten…

Böyle bir ortamda Şirket sahipleri, yani Yönetim Kurulu Başkanları, kendisinden sonraki yönetim kurulu başkanı ve şirket sahibi olarak bir akrabasını gözüne kestiriyor… Hatta bunu üretmeye çalışıyor… Evet… Baya bir proje gibi ortalıkta gezen çocuklar gelecekte krallıkları devralmak için büyümeyi bekliyor…

Peki oluyor mu?

“İlk kuşak kurar, ikinci kuşak büyütür, üçüncü kuşak batırır” diye bir söz vardır.  Günümüzde ilk kuşaklar kendinden sonra devralacak kişileri bulamıyorlar. Umutla büyüttükleri geleceğin şirket sahipleri, babalarının kendilerine verdiği rolü çoğunlukla kabul etmiyor. İmkanların verdiği özgürlük içinde kendilerini bulmayı ve mutlu olacakları şeylere yönelmeye çalışıyorlar… Çok da haklılar…

Günümüzde bir işi kurmak, büyütmek çok zor… İletişim ağları çok gelişmiş olsa da finansman ihtiyaçları çok fazla… Örneğin tarımla uğraşmak istediniz. Bu konunun okulunu okudunuz, firmalarda çalıştınız… Ama aileden bir imkanınız yada birikmiş bir sermayeniz yoksa bir köyden yer alıp tarıma başlamaya imkan bulamazsınız… Günümüzde köye göçmek bile çok ciddi maddi imkanlar ister durumda…

Sıfırdan bir şeyler yapmak ancak teknoloji ile kolaylaşıyor… Bu da gençleri, içinde çalıştıkları sektörlerde kendi işlerini yapmaktan uzaklaştırıyor. Ya dijitalleşiyorlar ve kendi firmalarını oluşturuyorlar yada şirketlerde maaşlı kariyerlerine devam ediyorlar…

Tüm bunları toparlayacak olursak Firma sahipleri kendi içlerinde yetişmiş kadrolara firma yönetiminde yer vermez ve güvenmezse bu yapılar yok olup gidecek… Eminim ki KRALLAR güçlerini paylaşmak istemezler, şirketlerin yok olması pahasına kanlarından olmayanlara firmalarını teslim etmeyecekler…

Bu kriz 20-35 yaş aralığındaki kişilere inanılmaz fırsatlar sunmakta:

2020 -2030 yılları arasını iyi değerlendirebilen gençler önümüzdeki 25-30 yıllık dönemde sistemin önemli aktörleri olacaklar. Nasıl mı?

Bildiğiniz bütün şirketlerin sahipleri önümüzdeki 10 yıl içinde rollerini devretmek zorunda… Yaşları sebebiyle bunu yapmaları gerekiyor. En genci bugün 45 yaşında çünkü… Yerlerine hazırlamaya çalıştıkları akrabaları ise çoğunlukla firmaları devam ettirebilecek kapasitede değiller (istisnalar hariç).

Eğitim sisteminin bir handikabı olarak ise gençler sisteme çok geç dahil oluyor. (mezuniyet yaşlarına bakınız 25 ve üstü) Bugün 30-35 yaş aralığında, tek başına bir firmayı yönetebilecek kapasitede yetişmiş insan neredeyse yok denecek kadar az.

Bizler bunu bilerek davranmalıyız. Yaşı 30 ve üstü olanlar firmalarını kurmaya cesaret göstermeli. Eksiklerini artık kendi firmalarında tamamlamalılar. Çalışan sistemler kurmalılar…

Henüz 30 yaşına gelmemiş kişiler ise en kısa sürede kendi firmalarını kuracak kadar tecrübe kazanmalılar…

Bu iki yaş gurubu için en önemli madde ise bugünkü firma sahipleri ile direk görüşmeler yaparak, onlara çalışarak, iş birlikleri kurarak bu kişilerin tecrübelerini kendilerine katmaları… Bu insanlar piyasadan çekilmeden onlardan ve engin tecrübelerinden yararlanmamız gerekiyor. Öte yandan cesaretli olup kendi sistemlerimizi kurmamız…

Tüm bunlar için maksimum 10 yıl var… Bu 10 yılı ya çok çalışarak ve hazırlanarak geçireceğiz, yada bizler günlük problemler ile uğraşırken riske girip çok çalışanların gelecekteki başarılarını izleyeceğiz.

Bize firma sahiplikleri vermeyecekler fakat onlar da şirketlerini devam ettiremeyecekler. Bizlerin kendi firmalarımızı kurması için mükemmel yıllar önümüzde…

Gelecek işini iyi yapan niş firmaların. Bunlardan biri olmakta geç kalmayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir